BAŞARIDA ÖLÇÜ NEDİR ?
27 Aralık 2018, PerşembeEğitim ve öğretimin ara vermesi karne heyecanı ile başlar. Sevinenler, üzülenler, ağlayanlar, beklediğini alamayanlar… Birde veli cephesinden baktığımız da tablo çok da farklı değil aslında. Günümüzde çocuklar başarılarını ailelerin beklentilerine göre şekillendiriyorlar.
Hiç düşündünüz mü, çocuklarının aldığı süper karneleri, takdirleri, teşekkürleri, sınav notlarını yada okuldan alınan herhangi bir resmi belgeyi sosyal medyada neden paylaşır veliler ?
Sevinci paylaşıp herkes görsün diye mi ? egoyu tatmin ederek rahatlamak için mi, yada bir yarış kazanmışçasına yaygara yapmak için mi ? Arkadaşlar paylaşmış bende geri kalmamayayım bende paylaşayım diğer tabiriyle sürü psikolojisi mi? Yada sizin bildiğiniz tatmin edecek başka bir cevap var mı?
Yıllardır el birliği ile yerine oturtamadığımı eğitim sistemi yüzünden çocuklarımızı birer yarış atına döndürmüş koşturuyoruz. Yaşantılar ganyan bayii moduna dönüşmüş. Avrupalıdan daha çok ders saati işliyor, sırtlarımızda daha çok okul kitabı taşıyoruz, etütler, ara sınavlar, seviye tespitler, daha açılımını bile bilmediğimiz bir sürü büyük harflerden oluşmuş sınav isimleri, özel dersler vesaire vesaire… “SONUÇ” ? işte o muamma...
Ölçütümüz nedir ? çocuklarımızın başarılarını hangi kriterlere göre paylaşırız sosyal medyada ? "Komşu çocuğundan alınmış bir kaç not fazlasına göre mi, özel okulda aldığı kaliteli eğitime göre mi! Annelerin günlerde bir araya gelerek çocuklarının başarılarından vurdukları deme göre mi ? Yoksa etrafındakilerden daha zeki olduğunu ispatlamaya çalışmasına göre mi ?"
Yapmayın !
Zaten yarış ortamında ilerleyen hayatlar kazanma odaklı olduğu için tüm sosyal aktivitelerden uzaklaşan çocuklar asosyal birer makinaya dönüşüyor. Hedef sadece kazanmak olduğu için psikolojilerde hedefe göre şekilleniyor. Başarıları sosyal medyada paylaşmak çocuğunuzu yada sizi yüceltmez bu her defasında çıtayı biraz daha yükseltmeye beklentileri daha da arttırmaya sebep olur. Çocuklarımız yarış atı değil. Başarıları kadar başarısızlıklarıda sahip çıkmalıyız. Başarıyı kabullenip başarısızlığı başka şeylerde aramaya gerek yok. Paylaşmayın ! paylaştıkça beklenti başarı arzusu yükselecektir. Buda uzun vade de kötü sonuçlar doğuracaktır. Diğer bir yandan yarışma ve bir diğerini geçme arzu ve hırsı içinde olunan çocuk paylaşımdan uzaklaşır. Bizi biz yapan en önemli etmenlerden biri de paylaşımcı, paylaşmayı seven bir toplum olmamızdır. Ancak son yıllarda bu özelliğimizde yerini bencilliğe bırakıyor maalesef. Bu yarışında gelecek nesli bencilleştirme yolundaki önemli etmenlerden biri olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor.
Ben,
Çocuğumun ileriye dönük başarısından ötürü kaygı duymuyorum. Çocuğumun küçük yaşta gereksiz yere sırtında taşıdığı kilolarca kitabın onda oluşturacağı olası fiziksel bozukluklardan korkuyorum. Çocuğumun her aldığı başarı yada dereceyi insanların gözüne sokmaktan imtina ediyorum. Çünkü herkesin sosyal yaşam düzeyi yada algısı bir değil.
Lütfen unutmayın,
Öncelikli hedefimiz çocuklarımıza geçici başarılar kazandırmak değil her iki dünyada lazım gelen "Ahlak ve Maneviyat" kazandırmak olmalıdır. Kişi ne kadar başarılı olursa olsun Ahlak ve Maneviyattan yoksun ise topluma kazandıracağı da bir şey yoktur. Bunun acı örneklerini maalesef dönem dönem yaşıyoruz. Ailelerinden yada sosyal çevrelerinden başarısızlıklarıdan dolayı utanan masum yavrularımı intahar yoluyla canlarına kıymakta yada buna teşebbüs etmektedirler.
Başarı geçici olduğu kadar her dönem elde edilebilecek bir olgudur. Ancak “Ahlak ve Maneviyat” döneminde kazandırılmadığı sürece ömür boyu kişiden uzak kalacak bir erdemdir.
Güngör DOĞANAY
TGKK Spordan Sorumlu Bşk. Yrd.